DOĞUMHANE KAPISINDA BEKLEMEK

DOĞUMHANE KAPISINDA BEKLEMEK
“Bir baba adayının gözüyle”

Siz hiç doğumhane kapısında beklediniz mi? Ama sade bir vatandaş olarak. Çok sevdiğiniz, çok değer verdiğiniz, sizin için her şeyden daha kıymetli olan bir varlık sizin için dünyaya yeni bir canlı getirmeye (belki de canı pahasına!!)çalışırken, hiçbir şey yapmadan, yapamadan beklemek ne demek bilir misiniz? Hele “kadın doğurdu” yerine “kadın kurtuldu” denilen, “lohusanın üzerinde 40 gün azrail dolaşır”, “lohusanın mezarı 40 gün açık kalır” özdeyişlerinin bulunduğu bir kültüre sahipseniz. Her an ölüm korkusuyla kapıda beklerken ve hatta arada bir fırsat bulup kapıdan başınızı uzattığınızda, veya kapı başka bir nedenle açıldığında karınızın çığlığını duyarak, iyi bir haber umuduyla içerden çıkan her kişinin gözünün içine bakarak ve orada elleri kolları bağlı, hiçbir şey yapamadan çaresiz ve kimsesiz beklemek ne demek bilir misiniz? Korkunun yanında, içinizde uzun bir yolun sonuna geldiğini düşünmenin sevinci, acaba bebek normal mi, sağlıklı mı endişesi, kız mı erkek mi olacak merakı (daha önce USG ile cinsiyeti saptanmasına rağmen) ve de sorumlu bir erkek olarak varsa yanınızda bekleyen sizden çok daha çaresiz ve telaşlı olan kayınvalide,anne ve baldız gibi yakınlarınızı sakinleştirme çabası…

Tam bir duygu karmaşası içinde beklersiniz öyle kapıda.

Sevgili doktorlarım, sizleri de anlıyorum tabii. Sizde çok rahat değilsiniz. Sizde iki canla uğraşmanın sıkıntısını taşıyorsunuz yüreğinizde. Bana gülümseyerek bakıp, bazen sırtımı sıvazlayıp, her şey yolunda, korkacak bir şey yok diyorsunuz ama, her şey yapmacık geliyor bana, gülümsemeniz bile sanki bir maske. Biliyorum, birde babayla mı uğraşacağım diye geçiriyorsunuz içinizden. Ama inanın bana, kapıda beklerken, en az içerde etkin olarak eylem içinde yer alan karım kadar şefkate gereksinimim vardı .

Sağlıklı ve kendinden emin bir şekilde, gözlerini gözlerimden kaçırmadan, beni anlayarak, benim duygularımı ve endişelerimi paylaşarak içerde olup bitenlerden bilgi veren bir doğum hekimi istiyordum karşımda. Ama bunun yerine, hadi sen git biraz dolaş, biz gerekeni yapıyoruz, nasıl olsa senin yapacak bir şeyin yok, her şeyi biz yapacağız diyen ve nedense beni olayın dışında tutmak isteyen bir doğum hekimi vardı. Halbuki ben bu olayın içindeydim ve doğuracak olan benim karım, doğacak olan da benim çocuğumdu. Ben doğumhane kapısında beklemek yerine, içerde olmak isterdim. Karımın elinden tutayım, onu seveyim, destek vereyim, acısını paylaşayım isterdim. İçerde olsam çok daha rahat edeceğime eminim. Şimdi kararlıyım, eğer karım bir daha gebe kalırsa asla kapının önünde beklemeyeceğim. Karımla birlikte DOĞUM YAPACAĞIMIZ bir hastanede, bizi bir bütün olarak kabul eden bir hekimle ikinci çocuğumuza kavuşmak istiyoruz.

12.2.2001

Atatürk Cd. Kemal Özülkü İşhanı K:10 Adana